Mehmet Doğan Blog ve Vizyon konusunda güzel bir yazı yazmış. Özellikle Türkiye’de Blogging Yönetimi’nin öneminin ve değerinin tam olarak fark edilmediğini düşünüyorum. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin pazarlama yöneticileri ile bu sene içerisinde yaptığım konuşmalarda maalesef yöneticilerin daha bloggingin ne demek olduğunu bile bilmediklerini gördüm. Şu anda şirketlerimiz kurumsal blog açmaya uzak görüyorum, ama eminim ki birkaç sene içinde bu konu da Türkiyeye girecek.
Bu arada burada söylemek istediğim bir başka nokta da aslında yabancı şirketlerin kurumsal bloglarında gördüğümüz yönetici isimlerin sizi şaşırtmaması gerektiği. Bu blogların altında imzası olan yöneticiler büyük bir ihtimalle yazılara ciddi zaman harcamış olsalar bile bu yazıların birçoğunda da yöneticilere destek olan bir kurumsal altyapı da bulunmaktadır. Yani aslında yöneticilerin illa da blog için çok zaman harcamaları gerekmemektedir.
Bu tarz büyük şirketlerde zaten çeşitli sebeplerle (internal veya external) birçok yazı/içerik hazırlanır ve GMin fastlane bloguna bakarsanız, birçok yöneticinin bazı prezentasyon veya projelerinde kullandıkları yazıları şirket bloğunda da paylaştıklarını görüyorsunuz. Bazen bu tarz yazıları dahi üst yöneticiler kendileri direk yazmayabilirler. Bu bloglarda şirketlerin halkla ilişkiler (PR) ve pazarlama ekiplerinden veya ajanslarından bu yazılara zaman harcayan birçok kişinin emeği geçmiş olabiliyor.
Kısaca bir şirket veya kurum için etkin blogging yönetimine geçememenin önündeki sorun zaman ayırmaktan çok vizyon tarafında yatıyor.
Türkiye ve şirketlerimiz olarak geç takip edici (late follower) stratejileri bırakarak yol açıcı (trail blaizer) stratejilere geçmemiz umuduyla…
Ama yine de bari doğru stratejide olmak açısından “geç takip edici” de olsanız, Türkiye’nin “yol açıcı”sı olarak size GM’in blog sitesini (fastlane) incelemeniz açısından önemle tavsiye ederim.